Kulak Burun Boğaz konusunda uzman hekimler tarafından hazırlanmış blog sayfasındasınız.

Op. Dr. Tamer Haliloğlu tarafından yazılmış ve kontrol edilmiştir.

(Rinoplasti) Burun Estetiği Ameliyatı

Burun estetiği (rinoplasti) ameliyatı, kişinin yüz yapısına uygun olarak tasarlanmış, burun şekil bozukluklarının düzeltilmesini amaçlayan kozmetik bir işlemdir. Rinoplastinin nefes alma sorunlarını çözmediğini unutmamak önemlidir. Nefes alma problemlerinde burun estetiği yanında septoplasti de önerilebilir.

 

Hastalarımın çoğunluğunun ortak isteği, burun estetiği ameliyatın sonucunun gizli kalmasıdır. İnsanlar genellikle burnu yüz güzelliğinde önemli bir faktör olarak algılarlar. İyi oranlanmış, göze çarpmayan bir burun, genel yüz estetiğini geliştirir. Burun estetiğindeki son gelişmeler bunu sorunsuz ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirmemize olanak sağladı. Hem işleme hem de hastanın isteğine uygun tekniklerle son derece tatmin edici sonuçlara ulaşabiliyoruz.

 

Bu hedeflere ulaşmak için üç temel ilkeye uyulmalıdır. Öncelikle hastalar genellikle ameliyat sonrası doğal olarak güzel görünen bir burun isterler. İkinci olarak iyileşme sürecinde herhangi bir deformasyonun olmaması çok önemlidir. Son olarak, burnun birincil işlevinin (nefes alma) korunması çok önemlidir. Rinoplasti sıklıkla bu hedefleri karşılamak için burun eğriliği ve deviasyonunun ele alınmasını içerir. Bu kurallara uymak, hastaların tatmin edici bir ameliyat sonrası sonuç elde etmesini sağlar.

 

Bu üç husus, son yıllarda İstanbul'da düzenlenen tıp konferanslarında sürekli olarak merkezde yer almaktadır. Tartışmalar ve araştırmalar bu temalar etrafında dönüyor ve İstanbul'dan ve yurtdışından uzmanların katılımını sağlıyor. Hem hastalar hem de uzmanlar bu temel faktörlere odaklanan ortak endişeleri paylaşıyor.

 

Ameliyat sonrası doğal görünümlü bir buruna sahip olmak ne demektir?

Bu da burun deliklerinden başlayarak yüz şekline göre çok belirgin bir şekil olmadığı anlamına gelir. Yani kemerli bir burnu sınırlar dahilinde almak, çok kalkık olmayan burun ucunun gereğinden fazla kaldırılmaması ve burun deliklerinin gözün iç kenarını aşmayacak şekilde küçültülmesi anlamına gelir. Böylece, bundan sonra burun estetiği ameliyatıHasta dışarıdan baktığında bir doğal burun yapısı ameliyat olduğu belli değil.

 

İyileşme sürecinin sonunda hastayı rahatsız edecek şekil bozukluklarının önüne geçebilmek için iki önemli unsurun göz önünde bulundurulması gerekir:

 

Birincisi ameliyat sırasında burun kemiklerinin her iki taraftan osteotomi adı verilen yöntemle kırılmasıdır. İkincisi ise burun ucu şekillendirilirken yapılan dikişlerin çok dikkatli ve simetrik yapılmasıdır. Osteotomi adı verilen burun kemiğinin her iki taraftan kırılma işleminin bir diğer özelliği de ameliyat sonrası gözlerde ve burun çevre dokularında oluşan şişlik ve morlukları etkilemesidir. Ben her zaman “tünel” yöntemiyle osteotomi yapıyorum ve ameliyat sonrasında yüzde, gözlerde ve göz altlarında çok az miktarda şişlik ve morarma gözlemliyorum. Yani bu iki anatomik bölgeye dikkatli ve özenli davranmak ileride otururken herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamamızı sağlar.

 

Nefes almak bunlardan en önemlisidir. Bir KBB uzmanı olarak hemen hemen her zaman ilk endişem ameliyat sonrasında hastanın burun nefes alma özelliğinin etkilenmemesi ve eğer bir tıkanıklık varsa açılmasıdır. Bu nedenle cerrahlar rinoplasti yaparken burnun çökme riskine karşı genellikle burun septumuna girmekten kaçınırlar. 

 

Septumda eğrilik ya da nefes almayı etkileyen bir durum varsa burun şekli güzel olsa bile nefes alma sorunlarına yol açacaktır. Bu nedenle cerrahi teknik bellidir. Septum kıkırdağına uygulanacak dikkatli müdahalelerle kolaylıkla yapılabilmektedir. Buna burun etlerinde yapılacak küçültme girişimleri de eklendiğinde istenilen sonuç elde edilir.

 

Burun Estetiği Ameliyatı Öncesi Beklentiler ve Görüşme

Hastalarımın beklentileri: Rinoplasti ameliyatı buruna istenilen şeklin verildiği ameliyattır. Hastalarıma burun ameliyatı yapmaya karar verdiğimde her zaman onların taleplerini alıyorum. En sık gelen istek estetik ameliyat olduğumun belli olmamasıdır. 

 

İkinci olarak nefes alma sorunu varsa bunun çözülmesi gerekir. İstanbul genel olarak Türkiye'nin tamamını ifade eden bir yüz şekline sahiptir. Çok büyük ve abartılı bir burun kemiğine sahip genetik bir yapıya sahip olmamamız coğrafi şansımızdır. Yüzümüzü üç eşit parçaya böldüğümüzde orta kısımda bulunan burnumuz tüm yüz şeklimizin ifadesini verir. Dolayısıyla burada yapacağımız değişiklikler ifadeyi etkileyeceğinden oldukça önemli bir yere sahip olacaktır. 

 

Ameliyat sonrası hastalarımdan duyduğum en güzel yorum çevremdekilerin ameliyat olduğunu anlamadan 'yüzünde ifade değişikliği oldu' demeleriydi.

 

Photoshop uygulaması hakkında: Yılların tecrübesine dayanarak ameliyat öncesinde yapılan photoshop çalışmalarına karşı olduğumu söylemeliyim. Dokuda hiçbir zaman matematik olmadığı için hastayı ameliyatla ilgili aşırı beklentilere sokabilir. 

 

Photoshop bir program olduğu için sonuçta dünyanın en güzel burnunu yapmanızı sağlıyor ama doku öyle değil. Ayrıca hastanın kendi kıkırdak ve kemik yapısından kaynaklanan özellikler photoshopta değişiklik yapılmasına izin vermez. Dolayısıyla bence bu, hastayı ameliyata ikna etmekten başka işe yarayan bir yöntem değil. Bunun yerine ameliyattan önce hastayla detaylı bir şekilde konuşmak ve ayna karşısında burnunda neler olabileceğini anlatmak en doğrusudur. 

 

Bir diğer yöntem ise daha önce yapılmış benzer burun şekillerinin ameliyat öncesi ve sonrası resimlerini göstermektir ve bu, hatanın en iyi açıklaması olacaktır.

 

Ameliyat gecesi: Ameliyat günü bir gece hastanede kalmak yeterlidir. Hastalarımız anestezinin de etkisiyle ilk geceyi güzel geçirirler. Bu arada ilk gün odada uyumaları ve elmacık kemiklerine on beş dakika aralıklarla buz uygulaması yeterli olacaktır. Başka yerde önerilen yüz maskeleri ve diğer uygulamalar yalnızca ameliyat sonrası maliyeti artırır. Ameliyat sırasında diğer yazılarımda da anlattığım gibi kanal tekniği ile burun kemiği kırılırsa yüzde ve göz altlarında çok fazla şişlik ve morluk olmayacaktır.

 

Deşarj süresi: Ertesi gün taburcu olan hastalarımıza evde istirahat etmelerini ve ağızdan alınan ilaçlarla istirahat etmelerini öneriyorum. Genelde hastalarım ikinci günden sonra özgürce hareket etmeye ve normal günlük aktivitelerini yapmaya başlıyor. İkinci ve üçüncü günlerde artma eğilimi gösterecek olan göz ve göz altı şişlikleri, üçüncü günün sonunda azalmaya başlayacaktır. 

 

Burun içerisine koyduğumuz silikon hava tamponlarını genellikle ameliyatın beşinci gününde alıyoruz. Bundan sonra hastalarımıza burun içini yıkayacak fizyolojik burun spreylerini öneriyorum. Yedinci gün burun üzerindeki alçıyı ve burun ucundaki dikişleri kaldırıyorum. Bundan sonra hastalarım günlük aktivitelerinin yanı sıra işlerine de başlayabilirler.

 

Rinoplasti (Burun Estetiği) Ameliyatı Olduğum Çok Belli Olur mu?

Ameliyat sonrası görünüm ve beklentiler: Burun estetiği ameliyatı olmaya karar verdiğim hastalarımın hemen hepsinin ortak isteği ameliyat sonrasında burun ameliyatı olduğumun belli olmamasıdır. Halk arasında genel kanı burun şeklinin yüz güzelliği için en önemli unsur olduğu yönündedir. 

 

Güzel kemersiz yüz, ortası çok büyük olmayan bir burnun şeklini güzelleştirir. Bu sonuca ulaşabilmek için son yıllarda burun estetiği ameliyatlarında yaşanan gelişmeler bizi bunu rahat ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirmeye yöneltmiştir. Burun estetiği ameliyatı tekniğine ve hastanın isteklerine uygun olan ameliyatla oldukça yüz güldürücü sonuçlar alabiliyoruz. Bunu yaparken üç temel kurala dikkat etmek gerekir. 

 

Bunlardan ilki hastaların ortak isteği olan burun şeklinin operasyon sonrasında doğal ve güzel bir görünüme sahip olmasıdır. İkincisi ise zamanla iyileşme geliştikçe hastayı rahatsız edecek şekil bozukluklarının olmamasıdır. Üçüncüsü ise burnumuzun en önemli fonksiyonu olan nefes alma özelliğinin kaybolmamasıdır. 

 

Rinoplasti ameliyatlarına çoğunlukla burun bölünmesi eğriliği yani Deviasyon ameliyatı da eklenir. Bu üç temel kural yerine getirilirse ameliyat sonrasında hastaların memnun kalacağı bir sonuç elde edilecektir.

 

Son yıllarda İstanbul'da düzenlenen tıp konferanslarında bu üç özellik her zaman ana konuları oluşturmaktadır. Hem İstanbul'dan hem de İstanbul dışından uzmanların katıldığı toplantılarda bu çerçevelerde tartışmalar ve sorular yer alıyor. 

 

Hem hastaların hem de uzmanların ortak endişeleri her zaman bu üç konu etrafında toplanmıştır:

     

    1. Bu ne anlama geliyor? Ameliyat sonrası doğal bir buruna sahip olun? Bu da burun deliklerinden başlayarak yüz şekline uygun çok belirgin bir şekil olmadığı anlamına gelir. Yani kemerli bir burnu sınırlar dahilinde almak, çok kalkık olmayan burun ucunun gereğinden fazla kaldırılmaması ve burun deliklerinin gözün iç kenarını aşmayacak şekilde küçültülmesi anlamına gelir. Böylece burun estetiği ameliyatı sonrasında hasta dışarıdan bakıldığında belli olmayan doğal bir burun şekline sahip olur.
    2.  İyileşme süreci sonunda hastayı rahatsız eden deformitelerin oluşmaması için iki önemli faktöre dikkat etmek gerekir. Birincisi ameliyat sırasında burun kemiklerinin her iki taraftan osteotomi adı verilen yöntemle kırılmasıdır. İkincisi ise burun ucu şekillendirilirken yapılan dikişlerin çok dikkatli ve simetrik yapılmasıdır. Osteotomi adı verilen burun kemiğinin her iki taraftan kırılma işleminin bir diğer özelliği de ameliyat sonrası gözlerde ve burun çevre dokularında oluşan şişlik ve morlukları etkilemesidir. Ben her zaman “tünel” yöntemiyle osteotomi yapıyorum ve ameliyat sonrasında yüzde ve göz altlarında çok az miktarda şişlik ve morarma gözlemliyorum. Yani bu iki anatomik bölgeye dikkatli ve özenli davranmak ileride otururken herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamamızı sağlar.

    3. Nefes almak bunlardan en önemlisidir. Bir KBB uzmanı olarak hemen hemen her zaman ilk endişem ameliyat sonrasında hastanın burun nefes alma özelliğinin etkilenmemesi ve eğer bir tıkanıklık varsa açılmasıdır. Bu nedenle cerrahlar rinoplasti yaparken burnun çökme riskine karşı genellikle burun septumuna girmekten kaçınırlar. Ancak septumda nefes almayı etkileyecek bir eğrilik varsa burun şekli güzel olsa bile nefes alma sorunlarına neden olacaktır. Bu nedenle cerrahi teknik bellidir. Septum kıkırdağına yapılacak dikkatli müdahalelerle kolaylıkla yapılabilir. Buna burun etlerinde yapılacak küçültme girişimleri de eklendiğinde istenilen sonuç elde edilir.

     

    Rinoplasti ile hangi ameliyatları yapabilirim?

    Son yıllarda Rinoplasti ameliyatı da diğer burun ameliyatlarıyla birlikte yapılmaya başlanmıştır. Kelime anlamı olarak burun estetiği ameliyatı, burnun görünüşünü değiştirerek estetik açıdan göze daha hoş bir hale getirmek anlamına gelir. Kulak burun boğaz uzmanlarının yanı sıra plastik cerrahi uzmanları tarafından da yapılmaktadır. Ancak anatomik olarak solunum yollarını ve solunumu da ilgilendirdiğinden ameliyata burnun da dahil edilmesi gerekebilir. Burnun estetik görünümünün değiştirilmesinin yanı sıra ona müdahale edilerek de daha kapsamlı bir operasyon gerçekleştirilebilir. Bu nedenle burun içi anatomisine daha fazla hakim olan KBB uzmanları operasyona burun bölümü eğriliğini de ekleyerek Septorinoplasti de yapabilirler.

     

    Burun Estetiği Ameliyatını Kim Yapmalıdır?

    İstanbul gibi nüfus sayısının fazla olduğu şehirlerde bu tip estetik ameliyatlar daha çok yapılmaktadır. Bunun sebepleri arasında İstanbul'un yıllardır tıp merkezi olarak kabul edilmesinin yanı sıra iletişim çağının ilerlemesi ve nüfusun yoğun olduğu şehirlerde insanların görselliğe daha fazla önem vermeye başlaması sayılabilir. . Bu ameliyatları yapan uzman çeşitliliği de arttı. 

     

    Geçmişte bu konunun uzmanları estetik ameliyatlar yaparken, artık branşlaşmanın artmasıyla birlikte her bölgenin uzmanları da kendi alanlarına giren estetik ameliyatları yapıyor. Rinoplasti artık başlı başına bir uzmanlık alanı olarak ortaya çıkıyor. Burun sadece yüzümüzdeki görsel bir obje değil aynı zamanda solunum yollarımızın da bir organıdır. Bu nedenle üzerine yapılacak ameliyat bazı solunum fonksiyonlarını etkilediği için önemlidir. 

     

    Sadece görünümü değiştirecek bir operasyon yapılacaksa burun solunum fonksiyonlarını bozmamalıdır. Veya burunda deviasyon gibi düzeltilmesi gereken bir bölümsel eğrilik varsa bunun da rinoplasti kapsamına dahil edilmesi ve Septorinoplasti adı verilen operasyonun tek seansta yapılması gerekir. Bu nedenle özellikle İstanbul gibi şehirlerde burun estetiği ameliyatı sadece estetik cerrahlar tarafından değil kulak burun boğaz uzmanları tarafından da yapılmaya başlandı. Bazı merkezlerde her iki uzmanlık dalından cerrahlar girip bu ameliyatları gerçekleştirmektedir.

     

     

    Burun estetiğine karar vermek zor bir süreçtir.

    Özellikle burun ameliyatına Rinoplasti ameliyatı da eklenecekse hastaların aklında birçok soru oluşacaktır. Öncelikle operasyondan önce ne yapmalıyım? Hastalarıma genellikle ameliyat sonrası ağrı, şişlik, morarma gibi yüz rahatsızlıklarından korkmamalarını söylüyorum. Yaptığımız cerrahi teknikte göz altlarında şişlik ve morluk minimal düzeydedir. 

     

    İstanbul dışından geleceklerin önceden iyice dinlenmelerini, sigara ve alkol kullanmamalarını, bir gün önceden gelmelerini öneriyoruz. Özellikle ameliyattan üç hafta öncesine kadar aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçları almamalarını, düzenli ilaçları varsa ameliyat sabahına kadar almalarını öneriyoruz.

     

    Hastaların en büyük korkusu ameliyattan sonraki günlerde buruna tampon konulması, rahatsızlık hissi ve yüzde morluk ve şişlik oluşmasıdır. Son yıllarda üretilen bazı malzemelerle burun tamponu korkusunu ortadan kaldırdık. Burun estetiği sonrasında burnun içine hem şekil verebilmesi hem de kalıplanabilmesi için havalı silikon pedler koyuyoruz. 

     

    Bir haftaya kadar burunda kalabildiği gibi, içindeki delikler sayesinde nefes almaya da yardımcı olur. Bu aynı zamanda tamponsuz burun ameliyatı olarak da lanse ediliyor. Aslında tamponsuz burun ameliyatı olmaz. Bunun verdiği rahatsızlığı en aza indirecek malzemelerin kullanılması gerekir. Havalı Silikon Ped de bunlardan biridir. İstanbul gibi merkezlerde rahatlıkla bulunabilen ve tüm hastanelerde bulunan bir malzemedir. Diğer korku ise gözaltında şişlik ve morarmadır.

     

    Bir KBB uzmanı burun estetiği ameliyatını yaparsa doku anatomisini çok iyi bildiği için bu sorunu en aza indirebilir. Kemik ile yumuşak doku arasındaki kemiğe yapışan periosteum adı verilen zar ayrılarak yapılırsa morarma ve şişlik minimum düzeyde olacak ve ameliyattan sonraki bir iki gün içinde hemen düzelecektir. Tüm bunlar dikkate alınırsa hastalarımızın operasyon öncesindeki korkularını ortadan kaldırabiliriz.

     

    Burun Estetiği konsültasyonlarında hastalarımın en sık sorduğu sorulardan biri burun kemiğinin kırılıp kırılmayacağıdır.

     

    Burun estetiği ameliyatı görüşmelerim sırasında hastalarımın en çok merak ettiği sorulardan biri burun kemiğim kırılır mı? Bu en korkutucu işlemi nasıl yaptığımızı detaylı bir şekilde anlatarak hastalarımızın bu korkusunu biraz olsun azaltmak isterim. Kulak burun boğaz uzmanları, ister burun estetiği ister basit deviasyon ameliyatı olsun, burun kemiğinin her zaman kırıldığını bilir. 

     

    Deviasyon ameliyatlarında orta hat duvarını oluşturan kemik ve kıkırdak parçaları oluşturulur. Bölünme eğriliğini düzeltmek için bu bölüm üzerindeki mukozadan ayrıldığında alttaki eğri kemik parçası mutlaka kırılarak çıkarılır. Hastaların bazen operasyon sonrasında üst çene ön dişlerinde ağrı yaşamalarının nedeni de budur.

     

    Burun estetiği uzmanı olarak bir kemik kırma ameliyatı daha gerçekleştiriyoruz. Bu sayede burun sırtından alınan kemik ve kıkırdak dokusu oluşacak düz, plato benzeri bir yapı oluşturmaz. Bu nedenlerden dolayı burun çatısını oluşturan kemik, gözün iç kısmından alına kadar olan kısmı kaplayacak şekilde her iki taraftan kırılır.

     

    Aslında bu burun estetiği ameliyatının en can alıcı girişimidir. Çünkü burnun tam şeklini bu kırıklar sayesinde veriyoruz. İstanbul dışında yaptığım bu ameliyatlarda hastaların bu kırık işlemi sonucunda yüz ve göz çevresinde kanama ve morluklar yaşamasına çok dikkat ediyorum. Çünkü eğer burun estetiği ameliyatını İstanbul dışında bir yerde yapıyorsam hastayı oradaki uzman arkadaşlarıma bırakacağım için göz ve yüz şişmesinin aşırı olmasını istemem.

     

    Bu yüzden kanal tekniği ile burun yan kemiklerini kırıyorum. Bu yöntemde kemik dokusu ve ona bağlı olan yumuşak doku önceden ayrıldığı için, kırık sırasında yumuşak dokuya fazla zarar verilmez. Böylece ameliyattan sonra 3-4 saat buz uygulaması yüzde, göz çevresinde ve göz altlarında çok az şişlik oluşmasına ve iyileşmede çok hızlı bir iyileşmeye neden olur.

    Sonuç olarak burun ameliyatlarında burun kemiğinin kırılması esas ameliyatın temelini oluşturan bir yöntemdir. Bunun uygun ve deneyimli ellerde, anatomiye ve çevre dokulara saygılı olarak yapılması önemlidir.

     

    Burun Estetiği Ameliyatı Öncesi Fotoğraf Çekmek

    İnsanlar burun estetiği öncesi resimlere yapılan şekillendirme işlemleriyle ilgili birçok soru soruyor. Bunu yapmanın ne gibi avantajları veya dezavantajları var? Hastaların ameliyata hazırlanmadan önce en çok sorduğu konu olduğu için buna tecrübelerime dayanarak cevap vermek istiyorum. Ameliyat öncesi illüstrasyon yapılmasına ve Photoshop gibi programlarla düzenleme yapılmasına kesinlikle karşıyım. Öncelikle avantajlı görünen ve aslında dezavantajlı olan konuları tek tek ele almak istiyorum.

     

    Öncelikle dokuda matematik olmadığı için aynı yöntemler uygulansa dahi photoshop ile alınacak şekil ameliyat sonrası ortaya çıkacak şekil ile eşleşmeyebilir. Hatta tam tersi bir görüntü bile ortaya çıkabilir. Bu hastanın hoşuna giden bir sonuç olabileceği gibi tam tersi de olabilir. Hastanın beklentisini artıracağı için hoş olmayan durumlarla karşılaşabiliriz.

     

    İkincisi, dijital ortamda bir şekil üzerinde anlaşmaya varılması, doktorun ameliyat sırasında o sonuca ulaşma çabası içinde burnun fizyolojik özelliklerini göz ardı etme durumunda kalmasına neden olabilir. Özellikle burun tipinde zor olacak bir şekil, burun girişindeki açıları değiştirecek ve kalıcı burun tıkanıklığına neden olacaktır. Böylece istenilen sonuca yaklaşılsa da burun tıkanıklığı gibi hastayı çok uzun süre rahatsız eden sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

     

    Üçüncüsü, kullanılan programların özellikleri olarak burun dokularının ve kıkırdakların içeride şekillendiği durumlar bir faktör olarak girilemediği için sadece dış derinin şekli belirleyicidir. Yani örneğin burundaki bir kıkırdağın şeklini ancak ameliyat sırasında açtığımızda görebiliriz. Sadece deriyle oluşturduğu şekli görüyoruz. Her iki tarafta birbirinden farklı olan açıların şeklini göremeyiz. Bu faktörler ameliyat sırasında ortaya çıkar ve hemen hemen her zaman ameliyatın seyrini ve ne yapılacağını etkileyen faktörler arasında yer alır. Dolayısıyla programda bu özelliklerin bulunmaması yanıltıcı sonuçlar verebilir.

    Aslında bu tür programların erişimi ve kullanımı kolaydır ve hasta görüşmesi sırasında bir artıdır. Hastanın ameliyatı kabul etmesine ve psikolojik olarak hazırlanmasına yardımcı olur. 

     

    Doktorun popülaritesini artırmada da faydası olsa da kullanırken aşırıya kaçılmamalı, hastanın beklentisini artıracak durumlara girilmemelidir. Uygulamada hasta görüşmesi sırasında bu tür programları kullanmıyorum ancak operasyonun başlangıcından sonuna kadar burun ve yüz şeklinin önceki durumunun fotoğraflarını kullanıyorum. Ameliyatı yaparken önden ve yandan çekilen fotoğraflara bir ekranda bakarak, hastaya konuşulan yerlere dikkat ederek ameliyatı gerçekleştiriyorum. Bu her şeyden çok yardımcı olur. Böylece hastanın beklentileri doğrultusunda estetik burun estetiği olarak anlaşılamayacak bir sonuç elde ediyorum.

     

    Sekonder (Revizyon) Rinoplasti

    Burun estetiği ameliyatı olan hastalarımın en büyük korkusu ikinci ameliyat olmaktır. İlk ameliyatta tüm uygulamalar yapılsa da ikinci bir ameliyata gerek kalmayacaktır ancak bazen buna ihtiyaç duyulabilir. Bunun nedeni ilk ameliyatın yetersizliği değil, iyileşme sürecinde dokuların değişen tepkisidir.

     

    Bazen kemik ve kıkırdak yerleşimini mükemmel yapsanız bile iyileşirken oluşan şekil bozukluklarının önüne geçemezsiniz. Her ne kadar bazı uzmanlar bu süreçte dolgu ya da kortizon uygulaması gibi yöntemlerle bunu engellemeye çalışsa da istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilemedi. Ben bu gibi durumlarda doğal bekleme sürecinin uygulanmasından yanayım ve altı aydan önce masajdan başka bir şey önermiyorum. 

     

    TBunun sebebi ise ilk ameliyatta asla nefes fizyolojisini bozacak bir girişimde bulunmamam ve hastadan çıkan kıkırdak gibi dokuları mutlaka hastanın ameliyat sahasında bırakıp asla israf etmemdir. Böylece ilk altı ay iyileşen dokulara gereksiz yabancı madde yükü vermek yerine fizyolojik iyileşmeyi bekliyoruz ve ikinci bir ameliyat gerekiyorsa hastanın yeterince orijinal ve doğal olan kendi dokusunu kullanma şansına sahip oluyoruz. .

     

    Eğer ameliyat başka bir merkezde ya da başka bir hekim tarafından yapılmışsa hastalarımızın tekrar ameliyat olma konusunda tereddüt etmemelerini teşvik etmek ve hastanın burun bölgesinde kullanılabilecek kıkırdak miktarına bir göz muayenesi yaparak bakmak gerekir. detaylı ve tomografi destekli muayene. Yeterli kıkırdak yoksa hastalarımıza en yakın kulak kıkırdağını ve çok sağlam olan kaburga kıkırdağını kullanabileceğimizi bildiriyorum.

     

    Hastalarımın ikinci korkusu iyileşme sürecinin daha kötü olacağıdır. Bu konuda gerekli önlemleri aldığım için ilk ameliyata göre daha kolay bir süreç geçireceklerini kendilerine bildireceğim. Aslında ikinci ameliyatlar ameliyat sonrası daha konforlu bir süreçtir.

     

    Burun Estetiği Ameliyatında Burun Kemik Kırığı

    Burun estetiği ameliyatı görüşmelerim sırasında hastalarımın en çok merak ettiği sorulardan biri burun kemiğim kırılır mı?

     

    Ameliyat sonrası yüzdeki morluk ve şişliklerin nedeni olan ve hastalarımla ilk görüşmelerimde duyduğum bu işlemi nasıl yaptığımızı detaylı bir şekilde anlatarak hastalarımızın bu korkusunu bir nebze olsun azaltmak isterim. onlar için korkutucudur.

     

    Kulak burun boğaz uzmanları, burun estetiği veya basit deviasyon ameliyatlarında burun kemiğinin mutlaka kırıldığını bilirler. Deviasyon ameliyatlarında orta hat duvarını oluşturan kemik ve kıkırdak parçaları oluşturulur. Bölünme eğriliğini düzeltmek için bu bölüm üzerindeki mukozadan ayrıldığında alttaki eğri kemik parçası mutlaka kırılarak çıkarılır. Hastaların bazen ameliyat sonrasında üst çene ön dişlerinde ağrı yaşamalarının nedeni de budur.

     

    ABurun estetiği uzmanlarıyla birlikte bir kemik kırma işlemi daha yapıyoruz. Bunun amacı burun sırtından alınan kemik ve kıkırdak dokusunun şekillendireceği düz, plato benzeri bir yapının oluşmasını önlemektir. Bu nedenle burun çatısını oluşturan kemik, gözün iç kısmından alına kadar olan kısmı kaplayacak şekilde her iki taraftan kırılır.

     

    Aslında bu burun estetiği ameliyatının en can alıcı girişimidir. Çünkü burnun tam şeklini bu kırıklar sayesinde veriyoruz. İstanbul dışında yaptığım bu ameliyatlarda hastaların bu kırık işlemi sonucunda yüz ve göz çevresinde kanama ve morluklar yaşamasına çok dikkat ediyorum. Çünkü eğer burun estetiği ameliyatını İstanbul dışında bir yerde yapıyorsam hastayı oradaki uzman arkadaşlarıma bırakacağım için göz ve yüz şişmesinin aşırı olmasını istemem.

     

    Bu nedenle kanal tekniği ile burnun yan kemikleri kırılır. Burun kemiğinin her iki taraftan kırılması sonucu oluşan şişlik ve morlukları en aza indirmek için osteotomi adı verilen “tünel” veya “kanal tekniği” yöntemlerini kullanıyorum. Bu yöntemde kemik dokusu ve ona bağlı olan yumuşak doku önceden ayrıldığı için, kırık sırasında yumuşak dokuya fazla zarar verilmez. Böylece ameliyat sonrası 3-4 saatlik buz uygulamasıyla yüzde, göz çevresinde ve göz altlarında çok az şişlik oluşmasına neden olur ve ilerleyen günlerde iyileşme çok hızlı gelişir.

     

    Sonuç olarak burun ameliyatlarında burun kemiğinin kırılması esas ameliyatın temelini oluşturan bir yöntemdir. Bunun uygun ve deneyimli ellerde, anatomiye ve çevre dokulara saygılı bir şekilde yapılması şişlik ve morarma süresini en aza indirir. Burada doktorun yaptığı ameliyat sayısının fazlalığı ve buna bağlı olarak tecrübesi büyük önem taşımaktadır.

    Op. Dr. Tamer Haliloğlu
    Op. Dr. Tamer Haliloğlu

    Bu blog yazısı Op. Dr. Tamer Haliloğlu tarafından yazılmıştır. .